31 Mart 2015 Salı

PARALEL EVRENLER

PARALEL EVRENLER ÜZERİNE LAKIRDILAR.

Paralel evrenler konusu gerek fizikçilerin gerekse popüler bilim tutkunlarının meraklarını uyandıran, içinde  düzinelerce  dizi senaryoları ,filmler,kitaplar  için malzeme bulunduran bir konu.
      Paralel evrenlere geçmeden önce kendi yaşadığımız evrenimizi tanıyalım .Fizik  de  evrenimizin hikayesi  bundan 13,6 milyar yıl önce Bigbang(büyük patlama) ile başlar ,sonsuz küçüklükteki bir parçacığın sahip olduğu sonsuz enerjisini bir anda içinde bulunduğu ortamda (teoriye göre ) patlamayla   bulunduğu boşlukta  genişlemeye başlamasıyla evrenimizin hikayesi başlar . Bulunduğumuz  evren  klasik teoriye göre  4 boyuttan oluşur. Bunlar  uzunluk, genişlik, derinlik ve zaman boyutlarıdır .Zaman önceleri bir boyut değil iken sevgili einstainımızın bize armağanı olan bir boyuttur.(Zaman hakkında başka bir yazıda detaylı bilgilendirme yapacağım)önceleri fizik ne kadar güzel bir bilimdi  sorunları azdı daha doğrusu evren hakkında az şey biliyorduk ve  bu sebeple fazla sorunumuz olmuyordu. Lakin bilim ilerledikçe daha da karmaşıklaşıyor ve dahası ortaya çıkan sorunlar daha da büyük  oluyordu  ve  hatta bu sorunlar daha sonra  evrenimizi bile aşmaya başladı. Düşüncelerimiz ,fikirlerimiz  başka boyutlara ve bu boyutların oluşturduğu başka evrenlere yol almaya başladı.
     Şuan bazı bilim adamları  matematiği kullanarak büyük patlamada  evrenimizin aslında 11 boyuttan oluştuğunu  şuan farkında olamadığımız 7 boyuttun sıkışıp bize görünmediğini ileri sürüyorlar ,biraz kuantuma  ve popüler bilime meraklı olanlar bilir ışığın tane-parçacık ikilemini; ışığa  bir deney esnasında nasıl bakarsak öyle görürüz mesela tanecik olduğunu düşünüp tanecik deneyi yaparsak ışığın tanecik olduğu ispatlanır fakat dalga kabul edip dalga deneyi yaparsak ışık bizi hiç kırmaz ve dalgaymış gibi davranır. Lakin aynı deneyleri bu sefer elektron için yaparsak elektronun da madde olduğu için tanecik gibi davranması gerekirken elektron tıpkı bir dalga gibi davranıyor ve bildiğimiz fizik kurallarına karşı geliyordu. Fizikçiler  elektronun bu durumunu açıklamak için yeni bir teoriler geliştirdiler(kuantum teorisi).Kuantum teorisi elektronun dalga durumunu açıklar ve paralel evrenler teorisine kapıyı aralar.
Paralel evrenler teorisi ismi gayet hoş  bir düşünce insanın  bu yaşamda paralel evrende de olsa yalnız olmadığı fikri tüm bu teorilerin kaynağı belki
Paralel evrenler teorisine bir diğer dayanak ;elektronun kendisi eksi yüklü bir parçacıktık.Bu eksi yüklü parçacığın karşıtı olan parçacık pozitrondur  ve (+) yüklüdür. Pozitron ve elektron bir araya gelirse birbirlerini yok edip enerji açığa çıkar.Aynı durum madde-antimadde içinde geçerlidir. Şuan evrenimizde doğal olarak antimadde bulunmaz çünkü antimaddeler bu evrende değil tam tersi bir paralel evrende yaşam bulurlar .Bu da paralel evreleri savunanlar için başka bir yorumdur. Paralel evrende herşey bize göre zıttır madde anti maddelerden oluşur .Kütleniz pozitif bir değer  değil (-)negatif bir değerdir .Kuantum teorisine geri dönelim ;Kuantum teorisi henüz ne olduğu tam anlaşılamamasına rağmen bu evren hakkında bildiklerimizi biraz daha karmaşıklaştırıyor. Elektronun varlığı ve onun dalga yapısına sahip olması maddeninde dalga özelliği gösterdiğinin kanıtıdır ama yaşadığımız klasik everende sahip  olduğumuz düşük hızlarda gözlemleyemiyor olmamız bence paralel evrenler ilişki kuramamamızın sebebi. Ünlü fizikçi Richard Feymann a göre elektronlar herhangi bir anda bu evrende yok olup diğer evrende bulunabilir ta ki bir gözlemci onu dedekte edinceye kadar .Bu ve bunu gibi görüşler paralel evren teorisini destekler niteliktedir.
         Popüler bilim ile ilgili konuşan bilimadamlarından biriside ünlü fizikçi Hawking dir.Hawking kara delikler hakkında ;Karadeliklerin paralel evrene açılan solucan delikleri olduğunu ifade etmiştir.Lakin karadeliklerden geçmek pek mümkün görünmüyor çünkü yapılan uzay gözlemlerinde ışığın dahi -ki kendisi nerdeyse kütlesizdir -karadeliğin çekim alanından kurtulamadığı gözlemlenmiştir. Karadelikler  madde boyutunun olmadığı yerler  olarak düşünülmektedir. Yani karadeliğin içinden geçmek sizi atomaltı parçacıklarınıza ayırır.
Peki biz bu paralel evrenlerle hiç mi iletişim kuramayız ? Bu sorunun cevabı biraz garip söyle ki; Bazen olur ya çok yoğun bir iş temposunda günün stresli saatlerinde birden aklınıza sevdiğiniz biri gelir mesela anneniz ve birden telefon çalar bakarsınız ki anneniz rahatsızlanmıştır veya kötü bir olay olmuştur ve o an sizin içinize kurt düşer ya işte bu durum bilimadamlarınca telepati şeklinde paralel evrendeki öteki bizlerin bizi uyarmaya çalıştığı veya haber vermeye çalıştığı şeklinde yorumlanıyor. Kişisel görüşüm uyku ve trans hali de paralel evrenlerle iletişime geçme yolu olabilir.
Paralel evrenlerle ilgilenenler sadece bilimadamları değil din adamları da bu kervana katılmışlardır.Kabala misitiziminde bulunan tetragrammaton ile (ki bu bir sözcük kombinasyonudur) paralel evrenlere geçilebildiği ve hatta zaman yolculuğu yapılabildiği iddaa edilir.

Son söz olarak kim bilir belki birgün paralel evrenlere geçiş mümkün olabilir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder